93 Harbi’nden (1878) sonra İngilizler’e kiralanan Kıbrıs, Birinci Dünya Savaşı’nın başında aynı devlet tarafından işgal edilmiştir. Lozan Anlaşması’nın 16, 20 ve 21 inci maddeleri gereği de Türkiye, bu işgali tanımak zorunda kalmıştır.
Adanın Yunanistan’a ilhakını öngören Enosis Politikası, 1931 yılında adadaki Yunanlıların ayaklanmasıyla gün yüzüne çıkmış ve bunu İngilizler’in yasaklayıcı ve sert politikaları izlemiştir. Bu defa Yunanlılar adadan önce İngilizlerin, sonra da Türklerin atılması yönünde bir politika geliştirmiştir.
Yunan faaliyetlerine karşı Türkler de Milli Cephe Partisi, Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu, Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi ve Kıbrıs Milli Türk Birliği gibi örgütler kurmuşsa da, bu örgütler fazla bir başarı gösteremeden, dağıtılmış ya da dağılmıştır.
Oniki Ada’nın oldu bittiyle Yunanistan’a devredilmesi üzerine Türkiye, Kıbrıs’ın da aynı akibete kurban gitmemesi için 1948’den sonra aktif bir politika izlemeye başlamıştır. 1954’te Yunanistan’ın ada için yaptığı self-determinasyon başvurusu Türkiye’yi doğrudan taraf konumuna getirmiştir. Bunun üzerine 1955’te İngiltere Dışişleri Bakanı MacMillan’ın direktifiyle Londra Konferansı toplanmıştır. Konferans devam ederken 6-7 Eylül Olayları da yaşanmıştır. Konferansta Türkiye, Yunanistan’ın Enosis Politikası’na karşı adada statükonun korunmasını, aksi halde adanın taksimini istemiştir.
1955’te İngilizlere karşı faaliyete geçen EOKA, 1957 yılından sonra da Türkleri hedef seçmiştir. EOKA’ya karşı Lefkoşe’de 27 Temmuz 1957 tarihinde Rauf Denktaş, Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi tarafından Türk Mukavemet Teşkilatı kurulmuştur.
1957’de İngiltere, BM’ye başvurarak şiddet ve terörizm uygulamasından dolayı Yunanistan’ı şikayet etmiştir. Soruna bir çözüm bulmak amacıyla ABD’nin arabulucuğuyla görüşmeler başlamıştır. Bunun sonucunda Türkiye taksimden, Yunanistan da Enosis’ten vazgeçtiğini açıklamış ve böylece Kıbrıs Cumhuriyeti’nin temelleri atılmıştır.
1958’deki Zürih, 1959’daki Lonra anlaşmaları sonucu Kıbrıs’ta geçici hükümet kurulmuştur. Devlet başlanı ve 7 bakan Yunan; devlet başkanı yardımcısı ve 3 bakan Türk olacak şekilde anlaşma sağlanmıştır. 16 Ağustos 1960 tarihli Lefkoşe Anlaşması ile Kıbrıs Cumhuriyeti ilân edilmiştir. Anlaşma kuruluş, ittifak ve garantiden oluşmaktadır.
30 Kasım 1963’te devlet başkanı Makaryos’un anayasadaki 13 maddelik değişiklik talebi Türkler tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Türklerin imhasını öngören Akritas Planı çerçevesinde 21 Aralık 1963’te Türklerin üzerine ateş açılmasıyla toplumlararası çatışma da başlamıştır. Bunun üzerine Türkler, siyasi ve idarî yapıdan çekilmek zorunda kalmıştır.
1 Ocak 1964’te devlet başkanı Makaryos, Lefkoşe Anlaşması’nı tek taraflı olarak feshettiğini açıklamıştır. Türkler’e yönelik yapılan saldırılar karşısında Türkiye, BM’ye başvurmuş ve bunun üzerine Barış Gücü’nün oluşturulmasına karar verilmiştir. BM tarafından Yeşil Hat’tın çizilmesi ve Barış Gücü’nün varlığı Türklere yönelik şiddeti durdurmamıştır. 1964’te Türkiye’nin aldığı müdahale kararı Johnson Mektubu ile önlenmiş, ancak Erenköy Olayı’ndan sonra Türk uçakları, Yunan mevzilerini bombalamıştır. Aynı yıl Acheson Planı ile Karpaz’da Türkiye’ye bir üs verilmesi karşılığında Enosis’e rıza gösterilmesi ve Türklerin azınlık statüsünün kabul edilmesi istenmiş, teklif Türkiye tarafından reddetmiştir.
1967’de Yunanistan’da askeri cunta darbe yaparak, iktidarı ele geçirmiştir. 12 binden Yunanistan askeri adaya konuşlandırılmıştır. Türklere yönelik saldırılar şiddetlenmiştir. Geçitkale Saldırısı’ndan sonra 28 Aralık 1967’de Türkler, Fazıl Küçük başkanlığında Türk Yönetimi’ni ilân etmiştir. Yönetimin başına 1973’te Rauf Dentaş geçmiştir.
1974’te de cuntacı EOKA-B’liler Kıbrıs’ta darbe yaparak, iktidarı ele geçirmiştir. İphestos Planı çerçevesinde adanın ilhakını ve soykırımı hedefleyen Yunanlılar, Türkleri yerlerinden sürmüş ve binlerce Türk’ü de katletmiştir. Son olaylar üzerine Türkiye, garantörlük kapsamında 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı kararı almıştır.